Trafik güvenliği, sadece sürücüler için değil, tüm toplum için hayati öneme sahiptir. Alkollü araç kullanmak ise bu güvenliği ciddi şekilde tehdit eden ve hem cezai hem de idari yaptırımları olan bir davranıştır. Türk hukuk sisteminde alkollü araç kullanmak; para cezası, ehliyetin geçici olarak alınması, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçu kapsamında cezai yaptırımlar ve sigorta sorunları gibi çok yönlü sonuçlar doğurabilir.
Bu yazıda, alkollü araç kullanmanın yasal sınırları, cezaları, mahkeme süreci, trafik sigortası ilişkisi ve sürücü siciline etkileri gibi konuları kapsamlı şekilde ele alıyoruz.
Alkollü araç kullanmanın yasal sınırı nedir?
Türk mevzuatına göre sürücülerin kanlarındaki alkol oranına göre uygulanan sınırlamalar şunlardır:
- Hususi araç (şahsi otomobil) kullanan sürücüler için:
Maksimum alkol sınırı 0.50 promildir. - Ticari araç, resmi araç, toplu taşıma ve yük taşıyan araç sürücüleri için:
Alkol sınırı 0.00 promil, yani tamamen alkolsüz olmak zorundadır.
Sürücü alkollü olup olmadığının tespiti için trafik polisince alkolmetre ile ölçüm yapılır. Sürücü ölçüm yapmayı reddederse, ayrıca cezai işlem uygulanır.
Alkollü araç kullananlara uygulanan idari yaptırımlar
Alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülere Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesi uyarınca çeşitli idari cezalar uygulanır. 2025 yılı itibariyle bu cezalar aşağıdaki gibidir:
- İlk kez alkollü yakalanan sürücüye:
- 6.440 TL idari para cezası
- 6 ay süreyle ehliyete el koyma
- Sürücü 0.50 promil üstü ile yakalanmışsa geçerlidir.
- İkinci kez alkollü yakalanan sürücüye:
- 8.075 TL idari para cezası
- 2 yıl süreyle ehliyete el koyma
- Ayrıca sürücü, psikoteknik değerlendirme ve psikiyatri raporu almak zorundadır.
- Üçüncü kez ve sonrası:
- 12.977 TL idari para cezası
- 5 yıl süreyle ehliyete el koyma
- Sürücü hakkında ayrıca sürücü belgesine el konulma davası açılabilir.
Alkolmetre ölçümünü reddetmenin sonucu nedir?
Alkolmetreyi üflemeyi reddeden sürücülere:
- 18.452 TL idari para cezası
- 2 yıl süreyle sürücü belgesine el koyma
uygulanır. Ayrıca trafik polisi, kişinin alkol durumunu kan testi ile tespit ettirme hakkına sahiptir. Reddetmek, suçu kabul anlamına gelir ve ağır yaptırımlara neden olur.
Alkollü araç kullanımının cezai sonuçları
Eğer alkollü araç kullanımı sonucunda trafik kazası meydana gelmişse, sürücü hakkında TCK 179 ve 180. maddeleri uyarınca cezai işlem uygulanabilir.
- TCK m.179/3 – Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu:
Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisinde araç kullanmak 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. - TCK m.85 – Taksirle yaralama:
Alkollü şekilde başka bir kişinin yaralanmasına neden olunursa, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası gündeme gelir. - TCK m.81 – Taksirle ölüme sebebiyet verme:
Alkol nedeniyle birinin ölümüne neden olunmuşsa, ceza 2 yıldan 6 yıla kadar hapis olabilir. Suçun ağırlığına göre ceza artırılır.
Bu tür kazalarda sürücünün alkollü olması, cezayı artırıcı neden olarak değerlendirilir. Mahkeme, ceza tayininde “bilinçli taksir” uygulamasına gidebilir.
Alkollü araç kullanmanın sigorta ilişkisine etkisi
- Zorunlu Trafik Sigortası:
Kazada alkollü olduğu tespit edilen sürücünün, karşı tarafın zararını karşılama yükümlülüğü devam eder. Ancak sigorta şirketi ödediği bedelleri rücu hakkı kapsamında alkollü sürücüden geri talep edebilir. - Kasko Sigortası:
Kasko poliçelerinde genellikle “alkollü kullanım sonucu meydana gelen hasarlar” teminat dışı tutulur. Bu durumda hasarın karşılanması mümkün olmaz.
Ehliyete el konulan sürücü ne yapabilir?
Ehliyetine el konulan sürücünün, idari işlemin iptali için:
- Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak itiraz hakkı vardır.
- Ancak bu başvuru, cezanın tahsilini durdurmaz.
- Yalnızca ölçüm sonucu hatalı, cihaz kalibrasyon dışıysa veya hukuka aykırı işlem varsa itiraz geçerli olabilir.
Psikoteknik değerlendirme ve eğitim zorunluluğu
İkinci kez alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücüler, ehliyetlerini geri alabilmek için:
- Psikoteknik değerlendirme raporu
- Psikiyatri uzmanından alınmış sağlık raporu
- Alkol-madde bağımlılığı eğitimi
sunmak zorundadır. Bu belgeler tamamlanmadan ehliyet iade edilmez.
Uygulamada sık karşılaşılan hatalar
Sık Yapılan Hatalar | Açıklama |
---|---|
Ölçüm cihazının kalibrasyonunun kontrol edilmemesi | Cihazın geçerliliği sorgulanmazsa haksız ceza ortaya çıkabilir |
Sürücünün rızası olmadan işlem yapılması | Anayasal haklara aykırı olabilir |
Sigorta kapsamının yanlış değerlendirilmesi | Tazminat alacakları zora girebilir |
İtiraz süresinin kaçırılması | Hatalı işlemler düzeltilmeden kesinleşir |
Örnek senaryo: Alkollü sürücünün karıştığı trafik kazası
Bir sürücü, 0.80 promil alkollü şekilde araç kullanırken kaza yapar. Karşı araçtaki sürücü yaralanır. Polis tutanağına göre sürücü asli kusurludur. Bu durumda:
- TCK 179/3 ve 89 kapsamında hem idari hem de cezai süreç başlar
- Sürücü hakkında ceza davası açılır
- Sigorta, karşı tarafın zararını öder ancak ödemeyi sürücüye rücu eder
- Ehliyetine 6 ay süreyle el konur ve para cezası uygulanır
Alkollü araç kullanan sürücünün hakları
Her ne kadar alkollü araç kullanmak cezai ve idari sonuç doğursa da sürücünün de bazı hakları bulunmaktadır:
- Ölçüm cihazının doğruluğunu sorgulama hakkı
- Avukat eşliğinde ifade verme hakkı
- Ehliyet el koyma işlemine karşı yargı yoluna başvurma hakkı
- Ceza davasında savunma yapma ve delil sunma hakkı
Sonuç: Alkollü araç kullanmak yalnızca sizi değil herkesi riske atar
Alkollü araç kullanmanın yalnızca kişisel bir tercih olmadığı, toplumu ilgilendiren ciddi bir güvenlik sorunu olduğu unutulmamalıdır. Sürücülerin bu bilinçle hareket etmesi, trafik kazalarının azaltılması ve insan hayatının korunması açısından zorunludur.
Hukuki boyutta ise alkollü araç kullanımına ilişkin ceza, idari yaptırım, sigorta sorunları ve ehliyet kaybı gibi çok yönlü sonuçlar doğmaktadır. Bu sürece giren kişilerin haklarını bilmesi, gerektiğinde hukuki yardım alması ve süreci ciddiyetle takip etmesi hayati önem taşır.
Konuya ilişkin daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Bir yanıt yazın